EnglishEnglish РусскийРусский УкраїнськаУкраїнська EspañolEspañol FrançaisFrançais DeutschDeutsch 中文中文 БългарскиБългарски RomânăRomână ΕλληνικάΕλληνικά हिन्दीहिन्दी IndonesiaIndonesia ItalianoItaliano 日本語日本語 MelayuMelayu NederlandsNederlands NorskNorsk PolskiPolski PortuguêsPortuguês СрпскиСрпски SvenskaSvenska العربيةالعربية فارسیفارسی
Anasayfa Çıkış Turları Gelen Turlar Günlük Geziler Bodrum Yerel Halkından Yunan Adaları Kruvaziyerler Vize Feribot Hizmetleri "Detoks / Termal Kampı" İletişim
Bodrum'un Yüzü


3.500 yıllık tarihi, antik medeniyetlerden miras kalmış kültürel ve sanatsal zenginlikleri, doğal güzellikleri, otantik mimarisi, tarımsal zenginlikleri, gastronomisi, iklimi, denizi ve muhteşem koyları, sabaha kadar süren eğlence hayatı, misafirlerin ihtiyaçlarına cevap veren çeşitli konseptteki konaklama tesisleri ile dünya çapında ünlü Bodrum Yarımadası, Türkiye'nin güzel ve eşsiz destinasyonlarından biridir.


Antik çağlardan itibaren insanlığı büyüleyen Bodrum, Lelegler, Karya, Persler, Dorlar, Helenler, Romalılar, Bizans ve Osmanlılar gibi farklı kültür ve medeniyetlerin izlerini taşımaktadır.


Ünlü tarihçi Homeros tarafından "Sonsuz Mavilerin Ülkesi" olarak adlandırılan Halikarnassos, Yunan ve Anadolu uygarlıklarının kesişim noktasında kurulmuştur. Farklı medeniyetlere ait arkeolojik buluntular, bölgenin ve çevresinin 7.000 yıllık bir tarihe sahip olduğunu göstermektedir. Antik çağda Karya Bölgesi'nin en önemli liman şehirlerinden biri olan Halikarnassos, tarih babası olarak bilinen Herodotos ve tarihin ilk kadın amirali Artemisia I. gibi önemli kişiliklerin yetiştiği bir yer olmuştur.


Bodrum’daki insanlık macerasının, 3.000 yıl öncesine kadar uzandığı söylenmektedir. Bodrumlu tarihçi Herodotos (M.Ö. 484), kentin M.Ö. 1.000 yılında Dorlar tarafından kurulduğunu yazmıştır; bu günkü kalenin bulunduğu yer o dönemde bir adaydı.


Karyalar, M.Ö. 6. yüzyılda Lidyalıların yönetimi altına girmiş ve ardından Persler tarafından idare edilmiştir. Persler Anadolu'yu çeşitli satraplıklara ayırmışlardır. Karya Bölgesi, Hekatomnus Hanedanlığı tarafından yönetilmiştir. Mausolos, Karya Satraplığının başkentini Mylasa'dan Halikarnassos'a taşımış ve şehri yeniden inşa etmiştir. Bu yıllar, Halikarnassos'un en parlak dönemlerini yaşadığı yıllardır. 24 yıllık yönetimi boyunca Mausolos, yedi harikadan biri olarak bilinen anıtsal mezar olan Mausoleion'u inşa etmeye başlamıştır. Onun ölümünden sonra, kız kardeşi ve eşi Artemisia II. anıtın yapımına devam etmiştir.


M.Ö. 334'te Makedonya Kralı İskender, Pers yönetimindeki Anadolu topraklarını fethetmiştir. İskender tarafından yakılıp yıkılan şehir, toparlanamamıştır. İskender'in ölümünden sonra bölge, generalleri tarafından bir dönem yönetilmiş, ardından Ptolemaios hanedanlığı ve Rodos yönetimi altına girmiştir; ancak Halikarnassos diğer sahil şehirleri gibi bağımsızlığını korumuştur. M.Ö. 133'te, Pergamon Krallığı'nın varisi olarak Romalılar, Anadolu'da Asya Eyaleti'ni kurduklarında, Karya bu eyaletin bir parçası olmuştur. Roma'nın ikiye bölünmesinden sonra (M.S. 324), Aphrodisias Metropoliti'ne bağlı bir piskoposluk haline gelmiştir.


Şehir, 11. yüzyılın son çeyreğinde Türkler tarafından ele geçirilmiştir ve 13. yüzyılda Menteşe Beyliği'nin bir parçası olmuştur. Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos'u fethetmesiyle Bodrum, Osmanlı İmparatorluğu'nun toprağı haline gelmiştir. Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda (11 Mayıs 1919) İtalyanlar tarafından işgal edilmiş ve İtalyan işgali, Kurtuluş Savaşı ile sona ermiştir (05.07.1921).


Bodrum İsmi Aziz Petrus Templerlerinden Gelmektedir


Bodrum ismi, Aziz Petrus Kalesi'nin kurucuları olan Aziz Petronium Şövalyeleri’nden gelmektedir. O dönemde bu isim, burada yaşayan Türkler tarafından ‘Bodrum’ şeklinde telaffuz edilmiştir ve Cumhuriyetin kurulmasıyla Bodrum olarak kalmıştır.


Cumhuriyetin ilk yıllarında yaklaşık 5000 nüfusa sahip olan Bodrum, turizm öncesi dönemlerde balıkçılık, süngercilik ve tarım ile geçinen küçük bir liman kasabası olarak biliniyordu. 1965 yılından itibaren turizmin gelişmesi ile birlikte nüfus artışı ve kentleşme süreci, Bodrum'u hızla gelişen bir turizm merkezi haline getirmeye başlamıştır. Bugün Bodrum, kültürel ve tarihi zenginliği ile dünyanın en özel ve güzel coğrafyasında, bu özellikleri ile çekiciliğini arttıran bir turizm merkezidir.


Bodrum Kalesi (Aziz Peter Kalesi veya Petronium), 1406-1522 yılları arasında St. John Şövalyeleri tarafından Bodrum’daki iki korunaklı limanın ortasında yer alan küçük bir kayalık yarımada üzerine inşa edilmiştir. Kalemin inşasında, yedi harikadan biri olan ve bir deprem nedeniyle yıkılan Mausoleion’un taşları kullanılmıştır. Bodrum Kalesi (Aziz Peter Kalesi veya Petronium), inşasında görevli ulusların isimlerini taşıyan Fransız, İtalyan, İngiliz, Alman ve İspanyol (Yılan Kulesi) olarak bilinen kulelere sahiptir. 1522’de Rodos Adası'nın Türkler tarafından ele geçirilmesinden sonra şövalyeler, Bodrum'dan ve çevresinden 5 Ocak 1523'te ayrılmıştır. 1895’den itibaren bir süre cezaevi olarak kullanılmış olan kale, 26-28 Mayıs 1915 tarihlerinde Birinci Dünya Savaşı sırasında Fransız ve İngiliz kuvvetlerinin bombalaması nedeniyle harabe hale gelmiş ve terk edilmiştir.


Kalenin doğu tarafındaki duvarlar dışında, diğer taraflarda çift duvar olarak tahkim edilmiştir. Kalede iç kaleye giden yedi kapı bulunmaktadır ve hendeklerin üstündeki armalar yer almakta. Armaların üzerinde haçlar, düz-horoz kemerler, ejderha ve aslan figürleri yer almaktadır. Şapelin bodrumu da dahil olmak üzere, iç kalede 14 sarnıç bulunmaktadır. Kale köprüsü, çift duvarlar arasındaki hendek, asma köprü, gözetleme kulesi ve Sultan Mahmut II.'nin tuğrası huzur verici yapılar arasındadır.


Bodrum Kalesi’nin 19. yüzyılın sonlarında cezaevi olarak kullanıldığı dönemde, bir Türk hamamı eklenerek Osmanlı karakteri kazandırılmıştır. Günümüzde kale, 'Sualtı Arkeolojisi Müzesi' olarak kullanılmaktadır.


Bodrum Kalesi’nde bulunan ‘Sualtı Arkeolojisi Müzesi’, dünyanın en önemli sualtı arkeolojisi müzelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bodrum'da ziyaret edilecek önemli yerlerden biridir. 14 sergi salonu bulunan ‘Bodrum Sualtı Arkeolojisi Müzesi’, dünyanın en zengin Doğu Akdeniz amfora koleksiyonuna sahiptir. Yassıada, Şeytan Deresi (Şeytan Deresi) ve Serçe Limanı (Bizans Batığı) batıkları da Bodrum Sualtı Arkeolojisi Müzesi'nde sergilenmektedir.


Müzede sergilenen dünyanın en eski gemi batığı, görülmesi gereken önemli eserlerdendir. 1025 yılında batan bu gemi, ‘Serçe Limanı Cam Batığı Salonu’nda sergilenmektedir. Bu gemi batığından 3 ton kırık ve sağlam cam malzeme çıkarılmıştır. Ayrıca, dünyanın en büyük ‘İslam Kültür Mirası Cam Koleksiyonu’ da burada sergilenmektedir.


Myndos Kapısı'nın M.Ö. 360 yılında inşa edildiği bilinmektedir. Halikarnassos'un batısında yer alan şehrin giriş kapılarından biridir. Myndos Kapısı, Karyalı Satrap Mausolos tarafından şehrin surları üzerine bir kalkan olarak inşa edilmiştir. Halikarnassos’un iki anıtsal kapısından biri olan Myndos Kapısı, iki anıtsal kulesi ile birlikte şehre girişi sağlayan bir iç avluya sahiptir. Bu kapının kuzey tarafındaki şehir duvarları ve kulelerin ilk yenileme çalışması 1999 yılında tamamlanmıştır.


Dikdörtgen biçimde olan ve İskender'in Halikarnassos'a saldırılarını etkisiz hale getiren hendekler, M.Ö. 4. yüzyılda inşa edilmiştir.


Tarihi kalıntıların bulunduğu bölgede, Hellenistik ve Roma dönemine ait, M.Ö. 4. yüzyıla ait olduğu düşünülen tonozlu mezarlar bulunmaktadır.


Bodrum Yarımadası'nın ortasında, Göktepe dağının güney yamacında bulunan bu tiyatro, Anadolu'nun en eski tiyatrolarından biridir. 1960’lı yıllarda bir grup Türk tarafından restore edilen tiyatro, birçok festival etkinliğine ev sahipliği yapmaktadır. Tiyatroya gelen turistler, orada oturup limana yaklaşan ve ayrılan tekneleri izlerken, keyifli saatlerin nasıl geçtiğini fark etmemektedirler.


Tiyatronın ilginç özelliklerinden biri, oyunlardan önce Dionysus’a adanan kurbanların sunulduğu alandır; diğer bir özelliği de seyirci koltukları arasında konfor sağlamak amacıyla yerleştirildiği düşünülen deliklerdir. Koltuklar arasında 40 cm mesafe olan tiyatronun kapasitesi 13.000’dir. Göktepe Dağı'na kısa bir yürüyüşle, kayalıklara oyulmuş mezar taşlarını görebilirsiniz. Roma ve Hellenistik Dönem'e ait olan bu mezar taşları, eski zamanların ölüm sembollerini taşımakta ve çeşitli lahitler (bazı kalıntılar halen Kale Müzesi’nde sergilenmektedir.) içermektedir.

Aradığınızı bulamadınız mı? Bizimle iletişime geçin!
Daha fazla tur veya diğer şeyler için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Destek ekibimize 7/24 ulaşabilirsiniz.
E-Bültenimize Abone Olun
Kampanya ve fırsatlardan anında haberdar olmak için e-bültenimize abone olun!